13 Temmuz 2016 rahat sayılabilecek bir yolculuktan sonra Sarp sınır kapısındayım. tarafsız bölgeye kadar girip Bisikletimi aldıktan sonra artık turun, gezinin başlama anları, birkaç resim çektim ve yola cıktım, Bisikletim Bisan Achill, 28 jant, 27 vites, lastikleri schwalble maraton plus, 4 kilo su olmak üzere, çadır, mat, uyku tulumu, 2 çift corap, iç çamaşırı, yedek yazılı tişort, 2 yedek tişort, 2 şort, eşofman altı, tayt, Türk Bayrağı, çeşitli ilaçlarım, D vitamini sandoz ilaç, Bisiklet yama takımı, jant teli 20 ad., ruble sokme aparatı, zincir sökme aparatı, pompa, çakı, makas, tırnak makası, çatal, kaşık, bardak, tuz, vida, somun, gergi lastikleri, Km. saati, 1 sırt çantası, 1 çanta, 1 gidona takılan çanta, sabah kahvaltısı için bardak çorba, karaüzüm kurusu,müsli, yükümüzün toplam ağırlığı 25-30 kilogram arasında, benim kilom son tartıda 111 Kiloyum. bisiklet kendi ağırlığı 19 kilo 155-160 kilo ağırlık, aldığım bir kararı da yazayım. sigara içmiyorum. görev zamanı alkol almıyorum. tur boyunca mangal, ateş yakmayacağım. (sucukmuş, çaymış, yemekmiş ateşsiz beslenme olacak.) herhangi bir yangın haberi duyduğumda benden mi acaba sözü olmayacak. doğru karar mı? doğru Allah Utandırmasın.
yol siyah asfalt bölünmüş yol, Karadenizin en doğusundayım. Karadeniz sağımda mavisi ile, ufak ufak dalgaları ile solumda yol ve içinde sular akan yemyeşil dağlar, başka karayel eserse karşından esen rüzgar, poyraz eserse arkandan esen rüzgar, ama rüzgar şansım çoktur, hep karayel esti, eğer doğudan batıya giderseniz sadece deniz ve yan yollar, az sayıda tüneller, yerleşim yerleri, ( karadeniz yolu deniz doldurulduğu için her yerden denize girme sansınızı yok etmiş, medeniyet güzel olsa da, doğal dengeler altüst olmuş, ) solunda yolun öbür tarafında yerleşim yerleri, çeşme başta yok ama sonra akaryakıt istasyonları kalıyor, eğer batıdan doğuya giderseniz. yerleşim yerleri, çeşmeler, daha çok tünellerden geçiyorsunuz. deniz tarafına geçmek ancak kavşaklar varsa mümkün, bugün ne isterdim, Bir Kemal Tahir usta olmak isterdim.(mekanı cennet olsun) yaşadıklarımı akıcı bir dille sayfalara dökebilmek. sizlere aktarabilmek. Sarptan sonra ilk geldiğim yer Kemalpaşa, mobilya dükkanının önünde oturan 2 genç el sallayarak çağırdılar, çay ikram ettiler. konuşmamızda çay bahçeleri varmış, çayı bahçemizden toplanan çaylardan dediler. teşekküre ettim. köprünün üzerinden ki hayrattam ilk suları doldurdum. kahveden aldığım sıcak su içine bardak çorba, 200 ml. kayısı suyuna kurutulmuş meyvalı müsli ve 10 tane kara üzüm kurusu, afiyetle yedikten sonra Kopmuş plajı Doğu Karadenizdeki ilk plajda denize gireceğim diye sözüm vardı. suya girdim. aksiyon kamerası ile su altı kısa çekim yaptım (hedeflerimden Karadenizin en doğusu Kopmuş Plajı Karadenizin en batısı İğneada denizinde yüzme, su altı çekimi). plajda çadır kurma için görevliye ücretlimi dedim, ücretli ne kadar ücret diye sordum 25.00 Tl. dedi çadır kendimden yatak kendimden 3 metre kare yere çok para, belki ona göre çok olmayabilir ama bana çok, teşekkür ettim.(ben misafirim o ev sahibi, ne derse o ) SENSİZ 5 YIL Turumuzun ilk günü, yolculuğu 23.7 km. yolun en yüksek rakımı 76 metre, iniş çıkış toplam 587 metre yükseklik 2 saat 24 dakika pedal çevirme sonra hopa 18.900 nüfusu olan sakin gördüğüm ilçelerden. Orta Camii, Sahilde Kazım Koyuncu Parkı, parkın içinde voleybol federasyonundan izinli, uzun yıllardır, plaj voleybolu maçları yapılıyormuş, kalacak yer araştırırken parktaki halı sahada turnuvanın 1. günü kalabalık seyirci, arka arkaya maçlar bir sandalye buldum, aldığım 500 gram yoğurt ve pideden küçük bir dilim, üstüne 200 ml. kayısı suyu götürürken zevkli maçlar, ve yatma zamanı çimlerin üstüne çadırı kurdum, bisikleti kilitledim, matın üstünde sabah güneşine kadar deliksiz uyku, ilk gün bitti. 2500 km. den 23 km.yi düş daha çok yolum var. Antalya'dan Mehmet Yalın abimize inandıkları için teşekkürler, Hopa'dan selam ve saygılar.